<$BlogItemBody$>
İnebahtı’da Osmanlı donanmasının imha edilmesi Sultan II. Selim Han’ı çok üzmüştü. Bu üzüntüsünü her zaman söylüyordu. Sohbet arkadaşlarından olan Celal Bey’e:- Bu def’a İslam askerine vaki olan perişanlık, zorluktan sonra kolaylık olmaktır...
Celal Bey, padişaha şu cevabı verdi:
- Malumunuz, Seyyid Muhterem’in duasına ve onun tavsiyelerine ihtiyacımız vardır. Kendisi zaman görmüş, işbilir, eskilerden kalmış tecrübeleri olan bir zattır.
Celal Bey, bu sözleriyle padişahın istişare yapması gerektiğini anlatmak istiyordu. Bunu anlayan padişah:
- O bizim eski dostumuzdur. Ona ve Sadrazama bildir, yarın Bayezid Han köşkünde buluşalım.
Ertesi gün Seyyid Muhterem ve Sadrazam Sokollu Mehmed Paşa, belirtilen yere geldiler. Sultan II. Selim oraya gelince, Seyyid Muhterem’e hitaben:
- Gel Efendi, aşinalık seninle ezeldir. Padişahlar vezire muhtaçdır. Siz dahi Mehmed Paşa gibi makamın eri olan zatı elden çıkarmayıp bu sene din ve devlet düşmanlarına tamamının galebe çalmasına sa’y ediniz.
Ertesi gün Sokollu Mehmed Paşa, bütün vezirleri, paşaları ve beyleri toplayarak, padişahın bu sözlerini onlara da bildirdi ve büyük gayretlerle çalışmaları gerektiğini anlattı. Onlar da bütün Osmanlı ülkesinden kereste, demir, zift, halat gibi gemi yapımına lazım olacak malzemeleri kısa zamanda tedarik ettiler. Bir taraftan da gemi inşası için işçi topladılar. Bu sayede üç ay gibi çok kısa bir zamanda, birkaç senede inşa edilemeyecek olan büyük bir donanma vücuda getirildi.